İçindekiler tablosu
Uzay Araştırmaları Konu Anlatımı
İnsanlar çok eski zamanlardan beri gök yüzünü, atmosferi merak etmişler ve incelemişlerdir. Zamanla yıldız, gezegen, kuyruklu yıldız, galaksi, Güneş kavramlarını bulmuşlardır.
Bilinen ilk izlenimler Çinliler tarafından yapılmıştır, gözlemledikleri cisimleri taşlara veya parşömenlere çizmişlerdir ve ilk defa yıldız haritalarını oluşturmuşlardır. MÖ 200 yıllarında ise Babilliler, gökyüzünü incelemeye devam etmişler, gökyüzünü ayırarak incelemiş, çizmişlerdir, ayrıca buralara isimler vermişlerdir. Bu arada Merkür ve Venüs gezegenlerini de gözlemlemişlerdir. MÖ 1400 yıllarında ise Antik Mısırlılar piramitlerine ve tapınaklarına gök cisimlerinin resmini çizmişlerdir. İncelemeler böyle devam ederken Eski Yunanlılar bu işi bir bilim dalına çevirmişlerdir. Bu zamanlarda ise HİPPARKOS, yıldız haritalarını bugünkü çizilen haritalara çok benzeyen bir şekilde çizmiştir. Genelde ilk kurulan medeniyetler zamanı belirlemede Ay ve Güneş’i, yön bulmada ise yıldızları dikkate almışlardır. Hatta günümüze de ulaşan Güneş saati, kutup yıldızından yön bulma da o zamanlardan günümüze ulaşmıştır
Uzay Araştırmaları Yapan Bilim İnsanları Kimlerdir ?
15. yüzyılda Türk astronomu ve matematikçisi olan Ali Kuşçu da gök cisimleriyle çok fazla ilgilenmiş tir. Hocası Uluğ Bey’dir ve Uluğ Bey’in yaptığı Semerkant Rasathanesinde müdürlük yapmıştır. Ali Kuşçu Ay’ın haritasını çıkaran ilk kişidir, bu yüzden onun adı Ay’ın bir bölümüne verilmiştir. İstanbul’un enlem ve boylam derecelerini de ilk defa o ölçmüştür.
16. yüzyılda Takiyüddin adlı Türk bilim insanı ve 17. Yüzyılda da Copernik gök cisimleriyle ilgilenmiştir ve Dünyaca ünlü bilim insanları olmuşlardır.
Teleskopun Bulunması Uzay Araştırmalarını Nasıl Etkilemiştir ?
Aslında astronomi teleskopun bulunmasıyla gerçek anlamda değer kazanmıştır. İlk teleskop 1608 yılında Hollandalı bir gözlükçü olan cisimleri 5 kat kadar büyülten Hans Lippershey tarafından yapılmıştır.Astronomide kullanılabilecek ilk teleskopu ise 1609 yılında Galileo Galilei adlı İtalyan bilim adamı icat etmiştir. Gezegenlerin Güneş etrafında döndüğünü de Galilei, Venüs gezegenini incelerken yer değiştirdiğini gözlemleyerek fark etmiştir.
Teleskop kullanarak gezegenlerin yapısını ve hareketlerini inceleyen bilim insanlarına astronom(gök bilimci) denir. Basit bir teleskopu artık herkes evinde yapabilir hale gelmiştir. İnce kenarlı iki mercekle bir teleskop yapabiliriz. Zamanla teleskop da gelişerek aynalı teleskop,mercekli teleskop, radyo teleskop ve Hubble uzay teleskopu icat edilmiştir. Gök cisimleriyle ilgili araştırmalar bazı ona göre donandırılmış yerler de yapılır ve bu yerlere Rasathane(Gözlemevi) denir. Antalya TUBİTAK Ulusal Gözlemevi ülkemizin oldukça gelişmiş bir Gözlemevi’dir. Gözlemevleri genelde tenha yerlerde yapılır, bunun nedeni ışıktan korunup rasyonel bir gözlem yapabilmektir.
Dünya tarafından en çok araştırılan gök cisimlerinden biri de Dünya’nın uydusu Ay’dır. Ay’ın hareketleri, şekli, evreleri ve Ay’a gitmenin yolları hep araştırılmıştır. Yuri Gagarin 12 Nisan 1961 yılında uzaya giden ilk insan olmuştur. Ay’ a ilk defa 16 Temmuz 1960 yılında ayak basılmıştır. Neil Armstrong Ay’a ilk basan insan olmuştur. Neil Armstrong, Edwin Aldrin ve Michael Collins Ay’a ilk defa giden astronotlardır.
Teknolojinin Gelişmesi Uzay Araştırmalarını Nasıl Etkilemiştir ?
Teknoloji geliştikçe ve insanların uzayla ilgili merakları devam ettikçe uzay mekikleri, yapay uydular ve uzay mekikleri yapılmıştır. Uzaya giden astronotlar uzayda fizik, biyoloji, kimya, balistik tarım gibi konularda Dünya’daki kanunlarda farklılık olup olmadığını da öğrenmeye çalışmışlardır. Astronotlar, uzaya normal kıyafetlerle gidemezler, bunun için özel kıyafetler giyerler giydikleri kıyafetler onları radyasyondan, basınçtan, Güneş’ten korur ve vücut ısılarının sabit tutulmasını sağlar.
Gezegenleri daha iyi incelemek için uzaya uzay sondaları gönderilmiştir, bu araçlar içinde insan taşımayan tamamen robottan oluşan araçlardır. Uzay sondaları Mars’ a ve Venüs’e gönderilmiştir ve oralarda incelemeler yapılmıştır. Uzay istasyonları ise uzaya gönderilmiş, astronotların yaşayabileceği ve orada uzayla ilgili araştırmalar yapabileceği uzay yaşam birimleridir. Uzay mekikleri ise yapay uyduların taşındığı, içinde bilim insanlarının araştırma yapabileceği uçağa çok benzeyen araçlardır. Uzaya gönderilen araçlarda her zaman araştırmalar yapılamamıştır, bazen uzaya gönderilen araçlar uzayda patlamalar ile parçalanmıştır ve bu parçalanmalarla uzayda kirliliğe neden olmuşlardır. Uzay kirliliğine ömrü biten yapay uydular da neden olmuştur. Uzay kirliliğini önlemek için ömrü tükenen uyduların ve güvenlik araçlarının düzgün bir şekilde Dünya’ya ulaşması sağlanılmalı,uzay araçlarının kirlilik oluşturulası engellenmeye çalışılmalıdır.
Hata!
Yorumunuz Çok Kısa, Yorum yapabilmek için en az En az 10 karakter gerekli